Birinci Dünya Savaşı sonrasında küresel ve bölgesel düzeydeki karmaşa yeni dünya düzeninin oluşumunu gerekli kılmakta idi. Çarlık Rusyası`nın ömrünü tamamlaması, Azerbaycan`ın söz konusu devlet tarafından üzeri kapatılmış devletçiliğinin yeniden filizlenmesine olanak sağlamıştır. 28 Mayıs 1918 tarihinde Azerbaycan Devletçiliği, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti ismi ile yeniden tarih sahnesine çıktı. Azerbaycan Diplomasisi`nin tarihi, yukarıda isimleri zikredilen devletlerin varoluş sürelerine paralel olarak asırlar öncesine dayansa da, ulus devlet kavramı kapsamında düşünüldüğünde modern anlamda Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin kuruluşu ile başlamaktadır. Bu zaman Azerbaycan Diplomasisi`nin önünde çok zorlu görevler ve çözmek zorunda olduğu çok sayıda problemler durmakta idi. Bunların başında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin bir devlet olarak diğer devletlerce tanınmasının sağlanması, ülkenin toprak bütünlüğü ve güvenliği gelmekte idi.
4 Temmuz'da Amerika Birleşik Devletleri bağımsızlığının 243'üncü yılını doldurdu. Bu vesileyle ABD Cumhurbaşkanı, son 70 yılda ilk kez doğrudan halka seslendi ve askeri geçit düzenlendi. Dünyanın çeşitli ülkelerinin başkanları ABD Başkanı'na tebrik mektupları yolladı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Başkan Donald Trump'a mektubu büyük ilgiye neden oldu. Bundan önce Azerbaycan'ın ulusal bayramı – Cumhuriyet Günü dolayısıyla ABD Başkanı da İlham Aliyev'e mektup yolladı. Analistler, Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın mektubunda hangi hususlara yer vereceğini ilgiyle bekliyorlardı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in mektubunda yer verilen tezler bu sorunun kapsamlı şekilde cevaplandırılmasına olanak tanır. Ayrıca İlham Aliyev'in mektubuyla kıyaslandığında Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın, Başkan Trump'ı kutlaması da yapay gözüküyor. Ermenistan Başbakanı, gerçek anlamda hiçbir somut hususlardan söz edemiyor. Genel anlam taşıyan gelişigüzel ifadelerin temelinde somut bir anlam olmadığı kolay şekilde anlaşılıyor. Bu düşünceler doğrultusunda Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Başkan Trump'a mektubunun ilginç hususlarına değinmeğe karar verdik.
Asya'da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı 5. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de gerçekleştirildi. Zirvede bölgenin güvenliği ve kalkınması konuları ele alındı. Bu bağlamda olası tehdit, risk ve tehlikeler konusunda da fikir alışverişi yapıldı. Zirveye katılan devlet ve hükümet başkanları kendi görüşlerini ifade ettiler. Azerbaycan'ı toplantıda Başbakan Novruz Mammadov temsil etti. Novruz Memmedov, konuşmasında Asya için güncel konulara değindi, özellikle Ermenistan-Azerbaycan sorununun çözülmesi gerektiğini bir kez daha belirtti. Genellikle toplantıda önemli konularda analizler yapıldı, ön görüler ifade edildi.
Türkmenistan başkentinde Bağımsız Devletler Topluluğu'na üye ülkelerin hükümet başkanlarının toplantısı yapıldı. Toplantıda BDT için büyük önem arz eden konular ele alındı. Verimli müzakelerin yapıldığı toplantı çerçevesinde çeşitli alanları kapsayan dokuz anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalarda örgüte üye ülkeler arasında iş birliğinin birtakım hususları ifade edilmiştir. Bu hususlar sırasında transit imkanlarının derinleştirilmesi ve fikri mülkiyetin korunması politika uzmanlarının ilgisini çekti. Bahsi geçen meseleler tüm dünya için güncel konular olarak görülmektedir. BDT'ye üye ülkeler arasında ilişkilerin derinleşmesinde bu hususlar büyük rol oynamaktadır.
Günümüzde İslam ülkelerine karşı birtakım güçlerin ön yargılı ve çifte standartlara dayalı yaklaşım sergiledikleri sır değildir. Artık bazı ülkelerin İslamofobi hastalığına yakalandığı görülüyor. Bu süreç bazında Müslüman devletlerde farklı türden sorunların meydana gelmesi artık daha kapsamlı bir eğilime dönüşmüştür. Mekke'de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 14. İslam Zirvesi bu açıdan politika uzmanlarının ilgi odağına dönüştü. İİT'nin 50. kuruluş yıl dönümüne denk gelen toplantıya 57 ülkenin üst düzey temsilcileri katıldı. Çin ve İran Cumhurbaşkanları toplantının katılımcılarına tebrik mektubu yolladı. Mekke Zirvesi'nde Azerbaycan'ı Başbakan Novruz Mammadov'un başkanlığında heyet temsil etti. Zirvenin bitiminde ''Mekke Bildirgesi'' kabul edildi. Bu belgede yer alan hükümler doğrultusunda Zirve'nin jeopolitik yönlerini ele almağa karar verdik.
ABD Başkanı Donald Trump, kısa bir arayla Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e iki mektup yolladı. Günümüzde küresel jeopolitik süreçlerin hızlı değişimi ve birtakım zıt hususların meydana gelmesi bazında bu büyük ilgi doğuruyor. ABD Başkanı, iki mektubunda da önemli jeopolitik, ekonomik ve enerji konularına kısa şekilde değindi. Başkanı Trump, Azerbaycan'ın bölgenin en başarılı devleti ve lideri olduğunu net ifade etti. Şimdi bu liderliği daha da güçlendirmenin zamanı geldi. Yani Bakü, gerçekleştirdiği başarılı politikayı geliştirerek büyük bir jeopolitik alanda lider rolünü oynayabilir. Bir bakıma Trump, Azerbaycan'la ilgili gerçekleri dünyaya açıyor. Bu düşünceler doğrultusunda Trump'ın ikinci mektubunun temel tezlerine değinmek gereksinimi duymaktayız.
Günümüz küresel jeopolitik manzarasında karışıklıklar ve belirsizlikler artıyor. Devletler arasında ilişkilerde gerilim tırmanıyor, yeni risk ve zıtlıklar meydana geliyor. Böyle bir durumda büyük devletlerin, bağımsızlığını yeni kazanan ülkelerle ilişkilerini hangi prensipler doğrultusunda inşa etmek istediklerinin netlik kazanması büyük önem arz ediyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e göndermiş olduğu mektup tam da bu açıdan ilgi doğurmaktadır. Doğal olarak genellikle bir tebrik mektubunda politikanın detaylarına yer verilmiyor. Fakat her tebrik mektubunda da somut iş birliği teklifleri yer almamaktadır. Oysa ABD Başkanı, şu kısa mektubunda Azerbaycan'la ilişkilerin çok önemli taraflarına yer vermiştir. Bu hususların küresel ve bölgesel jeopolitik hareketlilik bazında analizine gerek duyulmaktadır.
Avrupa Birliği'nin (AB) Doğu Ortaklığı programının 10. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikler çerçevesinde devlet ve hükümet başkanları zirvesi gerçekleştirildi. Bu programın gerçekleşmesi hiç de kolay olmuyor. Zira jeopolitik açıdan birtakım karışık zorluklar meydana geliyor. Programın kendisinde de bazı konulara ilişkin belirsizlikler görülmektedir. Bunun dışında Ermenistan'ın, bu program çerçevesinde AB ülkelerini oyalamağa çalışması olumsuz tepkiye neden oldu. Oysa Azerbaycan, asosyatif üyeliğin eksik yönlerini somut verilerle ispatlayarak kendi iş birliği modelini hazırlamıştır. Brüksel, bu teklifi kabul etti. Şimdi bu yönde görüşmelerde sona yaklaşıldı. Tüm bu gelişmeler bazında zirvede kabul edilen belgeyle ilgili Ermenistan ve destekcileri, yeni bir çirkin kampanya başlatmak girişiminde bulundular. Asılsız iddialara göre AB, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanımak istemediği için Bakü, nihai belgeye onay vermedi. Fakat işin aslı tamamen farklıdır.
Milletlerin tarihte yeri ve rolu, karışık siyasi ortamda sorumluluğu üstlenerek ülkesinin kaderinde önemli rol oynayan, ilerici görüşleri ve üstün yönetim becerisiyle istikrarlı ve dayanıklı devlet yönetimi geleneği oluşturan liderin fevkalade misyonu yerine getirmesini gerektirir. Tanrı'nın armağanı olan bu tür seçkin liderler, milletlerinin yüz yıllarca gelişen yönetim düşüncesi, siyasi görüş ve ulusal değerleri doğrultusunda elverişli yönetim şekli ve siyasi veraset geleneği oluşturuyorlar. Ruslar için böyle deha Büyük Petro, Amerikalılar için George Washington, ingilizler için Winston Churchill, Almanlar için Otto von Bismarck, Fransızlar için Charles de Gaulle, Çinliler için Mao Zedong, Türkler için Mustafa Kemal Atatürk, Azerbaycanlılar için ise Haydar Aliyev'dir.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in başkanlığıyla yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında 2019 yılının ilk üç ayında sosyoekonomik kalkınmanın sonuçları ve ileriki dönemde yapılması gereken görevler masaya yatırıldı. Toplantıda uzun bir konuşma yapan devlet başkanı, net veriler doğrultusunda yılın ilk üç ayında elde edilen başarılara değindi. Sosyoekonomik reformların gerçekleştirilmesi sonucunda vatandaşların yaşam seviyesinin iyileştirilmesi net rakamlarla ifade edildi. Bu bağlamda Azerbaycan'da yapılan reform sürecinin başlıca hususlarına vurgu yapıldı. Devlet başkanı, Azerbaycan'ın uluslararası ilişkileri ve dış politikanın Ermenistan-Azerbaycan Yukarı Karabağ sorunu ile ilgili bölümüne de özellikle yer verdi. Bütün bu gelişmelerin jeopolitik analizinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Macron Fransası ve Doğu Akdeniz siyaseti
Dünya barışı kavramının uluslararası arenadaki mevcut kargaşa içerisinde unutulduğunu ve yerini ne olursa olsun kazanma hırsının aldığını müşahede ediyoruz.
Daha...