
Bakı, 27 may 2014 – Newtimes.az
Putin daha önce defalarca Çin’i ziyaret etmiştir. Ancak Kırım ve Ukrayna gerilimlerinin ertesinde yapılan bu ziyaret ile imzalanan anlaşmalar, uluslararası sistemin kırılma noktalarından birini oluşturmaya aday görünmektedir. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin ile altıncısı Rusya’nın bu işbirliği ile ortaya çıkması muhtemel güç, aritmetiksel toplamın ötesindedir.
Her iki ülkenin sınır sorunlarını çözmek üzerek buluştuğu Şanghay Beşlisi, 2001’de siyasi güç zemini haline gelerek Şanghay İşbirliği Örgütü’ne dönüştü. Uluslararası örgüt vasfını almasından sonra üye ülkeler arasında gittikçe derinleşen ekonomik ilişkiler gündeme gelmiştir. Ancak jeopolitik şartların birbirine güvenmemesini gerektirdiği Rusya ve Çin, bir türlü ihtiyaçların gerektiği ölçüde ekonomik işbirliğine gidememişlerdir. Çin, Rusya’nın Orta Asya’daki "Yakın Çevre Politikası”nı sessizce izlerken Rusya, Çin’in aynı bölgede her yönüyle derinleşen yatırımlarını endişe ile izlemiştir. Bu yüzden Rusya, ABD’nin 2014 sonrası itibariyle Afganistan’dan çekilmesini kaygıyla karşıladığını resmen beyan etmiştir.
Ukrayna’da yaşananların Rusya’yı köşeye sıkıştırması Moskova açısından bu güvensizliği rafa kaldırmayı gerekli kılmıştır. ABD’nin ulusal ve uluslararası kamuoyunun da baskısı ile Rusya’ya yönelik sözde yaptırımları gündeme getirmesi, Putin’i alternatifleri devreye sokmak zorunda bıraktı. Benzer durumlar özellikle Japonya ve Vietnam ile yaşadığı sorunlarda Çin için de sözkonusu olup bu şartlar altında anlaşmazlık kalemlerinin kolayca feda edilmesi için çok sebep bulunmaktadır.
Reuters’dan Kaletsky, Putin’in bu manevrasını "Çin ve Rusya’nın cennetteki evliliği: İşte Bu Korkunç” şeklinde tanımlamıştır. Enerji ihracatçısı Rusya ile dünyanın en kalabalık ülkesi ve enerji ithalatçısı Çin’in bir araya gelmesinin batı için birçok anlamı bulunmaktadır. Bu "tehlikeli” işbirliğinin bazı ayrıntıları dahi şaşkın- lığa sebep olmaktadır.
Putin’in Çin’de imzaladığı sözleşme dosyası oldukça geniş olmakla birlikte
ilk bakışta global ölçekte çok fazla önem arzetmeyebilir. Bununla beraber her
iki dev açısından bu ticaretin sinerjisi ve önünü açması beklenen diğer
kalemler konunun rengini değiştirmektedir. Sorunlu olmaması mümkün olmayan bu
iki komşunun askeri işbirliği öncelikle dengeleri sarsma eğilimindedir.
Rusya’nın 2018’den itibaren 400 milyar tutarında 30 yıllık doğalgaz satım
sözleşmesi, ekonomisi enerji ihracatına bağlı Rusya için büyük çıkıştır. Kırım
ilhakı sonrası Avrupa ve ABD’nin boykot tehditlerini böylece şimdiden aşmıştır.
Öte yandan savaş sanayii ve nükleer teknolojide global güç olarak Rusya’nın bu
alanda Çin’e sunacakları mevcut ve muhtemel güç dengesi hesaplarını altüst
etmiştir. Bunun karşılığı Rusya’nın Çin’den alacağı kalemler ve teknolojiler de
yabana atılamaz. Petrol, gaz, kömür ve elektrik çıkarılması, üretilmesi ve
nakli konusunda dev imzalar atıldı. Çin’in 4 yıl sonra almaya başlayacağı
doğalgaz parasından 25 milyar doları peşin ödeyecek olması ise yine şaşkınlıkla
karşılanmıştır.
Davos benzeri bir faaliyet olan St. Petersburg Uluslararası Ekonomi
Forumu’nda Medvedev konuklarına yukarıdaki bilgileri verirken, forumu boykot
eden batılı firmalara neler kaybettiği konusunda da göndermede bulunmuştur. Bu
foruma daha çok ABD’li kuruluşlar ve yine ABD’nin baskısıyla bir kısım Alman
firmalar katılmamak zorunda kalmıştır. İlginçtir İngiliz ve Fransız firmaların
katılım konusunda sıkıntıları olmamıştır. Rusya ile ticari bağlantıları çok
daha kapsamlı olan Almanlar bu mesajı öncelikle değerlendire- cektir.
Putin, Çin’de iken yapılan sözleşmelerin uluslararası politikadaki
yansıması beklenenden erken görüldü. BM Güvenlik Konseyi’ne Fransa tarafından
Suriye liderlerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına dair bir
karar tasarısı sunuldu. Genel beklenti Tasarıyı Rusya’nın veto etmesi, Çin’in
ise çekimser kalmasıydı. Ancak Çin beklentileri altüst ederek Rusya ile
birlikte tasarıyı veto etti. Böylece tasarı 13 kabul oyuna karşılık iki veto
ile reddedildi. Bunun anlamı, Rusya’nın global hesaplarına, özellikle Yeni
Soğuk Savaş hazırlıkları çerçevesinde Ortadoğu’daki askeri ve siyasi
genişlemesine Çin’in itiraz etmeyeceğidir.
Putin’in Çin seferinin daha birçok boyutu bulunmaktadır. Şanghay’da
düzenlenen 4. Asya İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (CICA)
zemininde birçok Asya lideriyle bir araya gelmesi, bu arada İran’ın yeni
başkanı Ruhani ile görüşmesi bunlar arasındadır. Bu görüşmede de ikili
ilişkiler yanında bölgesel konularda önemli adımlar atıldı. Yaklaşık on yıla
yakın bir süredir Çin ve Rus liderler doğalgaz ticareti konusunu
görüşmekteydiler. Ancak fiyat konusunda anlaşmazlık bir türlü çözülememişti.
CICA vesilesiyle gerçekleşen bu ziyaret ile Ukrayna üzerinden gelen yaptırım
tehditleri rüzgârı bir türlü gerçekleşmeyen anlaşmanın yolunu açmış oldu.
Coğrafi bakımdan dünyanın en büyük ülkesi olduğu halde nüfus itibariyle
Çin’in onda biri durumundaki Rusya’nın dünyanın en kalabalık bu komşusuyla
işbirliğinin taktik bir çıkış olduğu açıktır. Ancak bu taktiğin dahi ABD ve AB
politikalarını ne derece çaresiz bıraktığı hemen ortaya çıkmıştır.
ABD ortak düşmanlığının tetiklediği bu gelişmelerin Doğu Türkistan ile diğer Türk cumhuriyetleri üzerindeki etkisi konusunda endişeler sözkonusudur. Bununla beraber Anglo- Amerikan cephe küresel politikalarının özellikle Ortadoğu veya İslam dünyasındaki yansımaları Sino-Rusya’nın kinden daha olumlu etkiler bırakmamıştır. Bu bağlamda Türk Dış Politikası’nda kapsayıcı ve kucaklayıcı değerlendirmeler ile bunun gereklerinin büyük ve köklü devlet geleneği üzerinden uygulanmasına ihtiyaç vardır. Gündelik tepkisel politikalardan şiddetle kaçınılmalıdır.
Mənbə: www.usgam.com
98 il sonra: Dağlıq Qarabağın taleyi dəyişdi
SSRİ tərəfindən Dağlıq Qarabağa muxtariyyət verilməsinin növbəti ildönümündə Azərbaycan Prezidenti İlham Əliyev faktiki olaraq, muxtariyyətin ləğvi haqqında fərman imzalayıb.
Davamı...